Mahrem!



Türkiye’de devlet anaokullarının birinde fetö davasından görevine iade edilen bir hanım öğretmen, veli toplantısı yapıyor ve göreve iadesi ile ilgili açıklamalarda bulunuyordu.
“Örgütle herhangi bir ilgim olmadığı, atanmadan önce, sadece onlara bağlı okullarda görev yaptığım ortaya çıktığı için tekrar görevime iade edildim. Çocuklarınız bana emanet,” deyip saçlarını sımsıkı örten eşarbını yokladı. Kıyıdan köşeden herhangi bir kıl çıkmamalı, çıkıp da ahirette yanmamalıydı.

O esnada Rusya, "insansı robotu" Fedor'u, Soyuz MS-14 uzay aracı ile Uluslararası Uzay İstasyonu'na gönderdi. Rusya'nın uzaya gönderdiği ilk robot olan Fedor, 10 gün boyunca istasyonda kalacak ve hem kozmonotlara yardım edecek hem de yeni şeyler öğrenecekti.( https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-49430272)

Türkiye’deki bir anaokulunda, Fetö davasından aklanıp görevine iade edilen hanım öğretmen, devlet anaokulunda beş yaş grubuna bakıyordu. Sınıfında ismini yeni öğrendiği bir erkek öğrencisi sürekli sorun çıkarıyordu. Anne çocuğu okula bırakırken, çocuk gökkubbeyi yere indiriyor, kesinlikle orada kalmak istemiyordu. Annenin beş yaşındaki Ersan’ı canhıraş ikna etme çabasını soğukkanlılıkla izleyen öğretmen, arada (Uzay’a gönderilen Fedor’dan bile daha robot sesiyle) “Haydi sınıfa gel Ersan. Bak güzel oyuncaklar var,” diyordu. Ufaklık ikna olmuyor, sakız gibi yapıştığı annesinden kopmuyordu.

O esnada Carnegie Mellon Üniversitesindeki bilim insanları, devrimsel nitelikteki yeni teknoloji sayesinde 3D yazıcılarla kalp kapakçığı gibi kalbin önemli parçalarını basmayı başardı. (https://www.gercekbilim.com/3d-biyoyaziciyla-fonksiyonel-kalp-kapakcigi-basildi/)

Ersan okuluna ve öğretmenine bir türlü alışamıyor, her sabah aynı dokunaklı oyun sahneleniyor, çocuk anneden kesinlikle ayrılmıyordu. Fetö davasından aklanan hanım öğretmen izliyor, anne çırpınıyor, çocuk asla ikna olmuyordu.
Anne perişan, çocuk perişan eve geri dönüyorlardı. Anne işyerinden kısa süreliğine izin almıştı ve ne yapıp edip çocuğun okuluna alışmasını sağlamak zorundaydı. Aklına güzel bir fikir geldi. Çocuğun sevdiği şekerlemelerden alıp öğretmene verecekti. Kalbi İslam nuruyla yunmuş, sevgi dolu olan öğretmen(!) ‘Bak sana şeker aldım, gel oğlum’ deyip, kucağına alacak ve bizim küçük zıpır ikna olacaktı.

O esnada Ohio State Üniversitesi’nden bilim insanları vücuttaki her tür hücreyi onarabilecek bir doku tedavisi geliştirdi. Tissue Nanotransfection (Doku nanotransfeksiyonu-TNT) adı verilen teknoloji sayesinde, yaşlanan dokuların, organların, kan damarları ve sinir hücrelerin fonksiyonlarının onarılabileceği düşünülüyordu.(https://www.gercekbilim.com/devrimsel-bulus-yaralari-bir-dokunusla-iyilestiriyor/)

Anne ertesi sabah Ersan’ı öğretmenine teslim etmeye çalışırken çocuğa hissettirmeden şekerleri öğretmene vermiş ve kaş göz işaretiyle çocuğa uzatmasını rica etmişti. Öğretmenin elinde şekerleri gören çocuk, nihayet anneyi tuttuğu elini gevşetti. Çömelip çocuğun hizasına gelen anne, “Bak öğretmenin sana şeker verecekmiş,” dedi. Fetö davasından aklanan öğretmen de çömeldi. Anne bu yakınlıktan memnun olup, “Haydi öğretmeninin kucağına git,” deyiverdi. Bunu duyan öğretmenimsi şey aniden ayağa kalktı ve net bir şekilde “Hayır, kucağıma alamam,” dedi. Anne şaşkın… Çocuğun gözü şekerlemede… Hemen ardından öğretmenimsi şey neden kucağına alamayacağını açıkladı: “Çünkü mahrem!”

O esnada bilimde, beş yaşındaki erkek çocuğun kendisine mahrem olduğuna inanan bağnazların aklını aydınlatacak, hurafelerden örülü beyin hücrelerini onarabilecek yeni bir keşif henüz yapılamamıştı.


Not: Resim sarkaç.org'tan alıntıdır.

Yorumlar

  1. Müslümanlaştığımızı zannettikçe araplaşmamızın eseridir bugünkü yaşananların neticesinde kaleminizden çıkanlar. Yobaz hocaların verdiği belaltı fetvalar sonucu yaşanan aile içi tecavüzler ve kişinin cinsiyetine ve yaşına bakılmaksızın işlenen cinsel suçlar yüzünden sevgi saygı iyice azaldı.
    Namus kavramındaki deformasyon ise öyle böyle değil. Sadece kadından ibaret gibi zannedilen namus aslında toplumca namussuzluğumuzun göstergesi maalesef.
    Baş örtünce kendini müslüman zanneden bu kadın(!) 5 yaşında çocuğun dokunmasıyla kafir olacağını zannediyorsa görevden alınsın ki içi çocuk sevgisiyle dolu aydın yürekli öğretmen adaylarının önü açılsın.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder